Çocukluğumdan kalan en güzel hatıralardan biridir İzmir lokma. Mahallede ki camileri her gün kaç kere kontrol ederdik. Lokma dağıtan var mı diye. Bir lokma dağıtanı gördük mü değme keyfimize. Mahallenin çocukları ile sıra kapma yarışına girerdik. Sıraya girdikten sonra başlardı itiş kakışımız. Lokma dağıtan amca sıra kapma için yaşadığımız itişmemizi görünce “çocuklar hepinize yeter sırda düzgün durun” derdi. O da bu cümleden bıkmazdı bizde bıkmazdık. Hele sıra geldiğinde gözünün içine bakardık lokma dağıtan amcanın. Bir lokma daha çok koyacak mı diye. Aldığımız lokmaları önce sayardık. Kime daha çok vermiş diye. Sonra büyüklüklerini karşılaştırırdık. Benimkiler daha büyük diye bir birimize hava atardık. En büyük lokmayı alan lokmasını yemeden önce adeta severdi gözleri ile. Okşardı. Yemeye de kıyamazdı. En sona bekletirdi. Ne zaman lokmacı görsem çocukluğuma giderim. Sıra kapmak için yarışmak gelir aklıma. Hala sırada kendimi zor tutarım. Hala lokmalarımı sayıyorum. Hala çaktırmadan yanımdakinin lokması ile benim lokmalarını göz ucu ile sayıyor ve büyüklüklerini karşılaştırıyorum.
İnsanın kimi özellikleri büyümüyor. Kimi tatları damağında kalıyor. Büyüyünce lokmacı olacağım derdim. Fakat İzmir lokma firmalarının çalışma şeklini ve işin zorluğunu görünce bir kez daha düşünmek gerekir dedim. Büyük bir özveri ile durmaksızın lokma yapıp dağıtmak herkesin yapabileceği bir iş değil. Web sitemiz de iletişim bilgilerimiz var. Sizin veya bir tanıdığınızın ihtiyacı olabilir diye yazdım. İletişim deki telefonlarımız daima açıktır. Ulaşabilirsiniz.
Bazı meslekler özeldir. İnsan daima onlara özenir. İyilik melekleri gibi görünürler iş yapar iken. Doktorluk mesela böyledir. Benim gözüm de lokmacı da özel mesleklerdendir. Her daim lokmacılara özen duyarım. Kendilerine buraya yazma fırsatı verdikleri için teşekkür ederim. Şükranlarımı sunuyorum.